top of page
86731261_10220587720336982_5028164706448

Merhaba sevgili Celal Karaca! Davetimi kabul ettiÄŸiniz için teÅŸekkür ederim. Öncelikle kendinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
 

Bu nazik davetiniz için asıl ben size teÅŸekkür ederim. 1964’de Samsun/Bafra’nın en uzak köyü Akalan’da doÄŸdum. ÇeÅŸitli özel kuruluÅŸlarda çalıştıktan sonra 2006’da emekli oldum. Ä°ÅŸçi emeklisiyim. 20 yıl Ä°stanbul’da yaÅŸadım. Bu 20 yılın 9 yılı-emekli olduktan sonra- ticaretle geçti, mahallenin bakkal amcasıydım!). 


  Okuma uÄŸraşım ortaokulda, yazma uÄŸraşım da lisede baÅŸladı. Birçok edebiyat uÄŸraşı içinde olan insan gibi ben de yazmaya ÅŸiirle baÅŸladım. Ä°lkokul beÅŸinci sınıfta okurken ulusal bayramlarda(o yıllarda görkemli ÅŸekilde kutlanan Cumhuriyet Bayramı,  Ulusal egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı vardı) yazdığım ÅŸiirleri okuturdu öÄŸretmenim. Hatta o yıllarda benim ÅŸiirlerimi kitap olarak yayınlama giriÅŸiminde de bulundu ilkokul öÄŸretmenim (demek ki o da ÅŸiirden anlamıyordu). Ä°lk ÅŸiirim Samsun’da yayınlanan bir yerel gazetede (Gazete Samsun) çıktı. Tabi ileriki yıllarda bunun ÅŸiir olmadığını anlayınca ÅŸiir yazmayı bıraktım. Asıl ciddi yazdıklarım 1990-1994 arasında Samsun’da 48 sayı yayınlanan Kuzeysu Dergisi’nde yayımlandı.
 

Yazmayı ciddiye aldığım yıllar 1990’ların başına denk gelir. Bu yıllarda Samsun’da yayımlanan Kuzeysu Dergisi’nde yazmaya baÅŸladım. Ä°stanbul’a taşındıktan sonra deÄŸiÅŸik dergilerde yazdım.

 

Edebiyat Nöbeti kararlı yürüyüÅŸüne devam ediyor. Aslına bakılırsa, bazı edebiyat dergileri ilk çıktığı dönemde kendini kabul ettirme sorunları yaÅŸayabiliyor. Ancak Edebiyat Nöbet, genç bir dergi olmasına karşın ilk çıktığı günlerden beri her sayısı merakla beklenen dergilerden biri oldu. Bu durumu neye baÄŸlıyorsunuz?

 

Edebiyat Nöbeti daha ilk sayısından itibaren, aranan bir dergi oldu. Ne mutlu ki “kendini kabul ettirme” diye bir sorunla karşılaÅŸmadı. Edebiyat Nöbeti’nin bir sayısı grafik tasarım aÅŸamasına geldiÄŸinde bir sonraki sayının yazı ve ÅŸiirleri bile hazır oluyor. Bu bazen iki sayıya çıkabiliyor. Özetle yazı ve ÅŸiir sorunumuz hiç olmuyor.


Dergimizin sıkı takipçileri iyi bilir. Biz her sayımızda bir ÅŸair ve yazarı dosya yapıyoruz. Sadece bu dosyada yer alacak yazarlardan yazı istiyoruz. DiÄŸer yazı ve ÅŸiirleri yazar ve ÅŸairler, ürünlerini kendi tercihleri kapsamında dergimize göndermektedirler.


Sizin de vurguladığınız gibi dergimizin merakla beklenmesinin en önemli nedenleri ÅŸunlar: Her ÅŸeyden önce okuyucu Edebiyat Nöbeti’nin samimiyetini, sıcaklığını benimsedi. Yazı ve ÅŸiir seçiminde çok titiz olmaya özen gösteriyoruz. Özellikle her sayıda ülkemiz edebiyatına damgasını vurmuÅŸ bir ÅŸair/yazarı dosya yapması dergimizin sabırsızlıkla beklenmesini saÄŸlamaktadır.


Yukarıda da vurguladığım gibi,  20 yıl kadar Ä°stanbul’da yaÅŸadım. Bu süre içinde kültür ve sanat insanlarıyla çok sıkı bir dostluÄŸum oldu. Bugün dergi için kimden yazı istesem hayır demez. 20 gün içinde yazı ya da ÅŸiir dergimizin e-postasındadır. Yayın yönetmenimiz Semrin Åžahin’in iyi bir öykücü olması, en az benim kadar ÅŸair ve yazarlar arasında tanınması, sıkı dostlukları olması da önemli bir etken. Kısacası demek ki iyi dostluklar biriktirmiÅŸiz. Derginin baÅŸarı grafiÄŸi bunlara baÄŸlıdır diye düÅŸünüyorum. 
 

ÇaÄŸdaÅŸ yazını yorumlarken, yazını salt “yeniden”den kaçınmak ÅŸeklinde, ya da salt “yeni”yi üretmeye çalışmak biçiminde, adeta kutuplaÅŸarak birbirine zıt köÅŸelerden ele alan iki ayrı yaklaşıma denk gelebiliyoruz. Sizin çaÄŸdaÅŸ yazın için bu konuda düÅŸünceniz nedir?
 

GeliÅŸmelere, yeniliklere karşı çıkmak mümkün deÄŸil. Yeninin, geliÅŸmenin, çaÄŸdaÅŸlaÅŸmanın her zaman yanındayız. Gerek teknolojik geliÅŸmeye, gerekse yazınsal geliÅŸmelere ayak uydurmamız, bunların takibinde olmamız gerekir. Aksi takdirde ciddi bir bocalamanın, yok olmanın tuzağına düÅŸeriz.

Dilerseniz bu ayrımı dergicilik konusunda ele alalım. GeçmiÅŸ zaman edebiyat dergiciliÄŸi ile, çaÄŸdaÅŸ edebiyat dergiciliÄŸi arasında belli farklar olduÄŸu muhakkak. Bu karşılaÅŸtırmada sizin gözünüze çarpan önemli olumlu ve olumsuz hususlar nelerdir?

 

KuÅŸkusuz geçmiÅŸe oranla yayıncılığın her alanında olduÄŸu gibi inanılmaz bir deÄŸiÅŸim ve geliÅŸim var. Her ÅŸeyden önce elektronik ortam hayatımızı çok kolaylaÅŸtırdı. Size yazı hazır olarak geliyor, düzeltmeleri yaptıktan sonra derginize yerleÅŸtiriyorsunuz. GeçmiÅŸte öyle miydi ama? Yazı ve ÅŸiirler genellikle el yazısıyla mektup olarak gelirdi. Günlerce daktiloda yazardınız, yanlış yaptığınızda kağıdı yırtıp çöpe atardınız. Her alanda israf. Zamandan israf, malzemeden israf. 


GeçmiÅŸte bugüne kalan sadece devletin dergilerden, kültür sanata katkıdan elini çekmesidir. Bugün kitap ve dergilerin dağıtım sorunu çıkmaza girmiÅŸ durumda. Bir kamu kuruluÅŸu olan PTT Kargo’ya bir dergi göndermeye gittiÄŸinizde 16.50 TL ödemeniz gerekiyor. Derginin etiket ücreti 10 TL, taşıma ücreti 16.50 TL. Ama önceleri taşımada olsun, yayıncılığında olsun kültür-sanat ürünlerine devletin ciddi bir katkısı vardı.

 

1960’ yıllarda Basın Ä°lan Kurumu’nun dergilere ciddi desteÄŸi vardı. Bu kurum gazete ve dergilere verdiÄŸi ilanların gelirinden bir fon oluÅŸturmuÅŸtu. Dergi ve gazetelere verilen ilanların yüzde beÅŸi bu fonda toplanıyordu. Devlet, içeriÄŸine karışmadan, koyduÄŸu ölçütlere uyan dergilere bu fondan katkı yapardı. Bu katkı ile dergilerin matbaa ve kağıt giderleri karşılanmış olurdu. Dergilerin de Basın Ä°lan Kurumu’nun bu katkısına karşılık her sayısının arka sayfasına Basın Ä°lan Kurumu’nun ilanını koymak zorundaydı. Peki, katkı neden kaldırıldı?

 

Zamanın büyük gazeteleri “biz kültür/sanat sayfası yapalım, bu fon kalksın” dedikleri için Basın Ä°lan Kurumu da yardımı kaldırmış oldu.
 

Ben bir Edebiyat Nöbeti okuyucusu olarak, derginin her sayısında özel olarak hazırlanan, çoÄŸu zaman çok hoÅŸ bir biçimde, sahip çıkmamız gereken toplumsal ve insani ilkelerimize ustaca deÄŸinen, Türk yazınına emek veren önemli sanatçılara yer veren dosya yazılarını ayrıca seviyorum. Ancak öte yandan, yeni isimlere de çok yer veren bir dergi yayımlıyorsunuz. Bu baÄŸlamda derginizin, yalnızca nöbet tutan deÄŸil, aynı zamanda günümüz yazınının nabzını tutan bir dergi olduÄŸunu söylersek pek yanlış olmayacaktır sanırım. Katılır mısınız?
 

Haklısınız. Katılmaz mıyım? Hem de tüm içtenliÄŸimle katılıyorum. Son aldığımız ödüller bu görüÅŸümüzü pekiÅŸtirmektedir. Ayrıca, “yalnızca nöbet tutan deÄŸil, aynı zamanda günümüz yazınının nabzını tutan bir dergi” tanımı/vurgusu için çok teÅŸekkür ederim.
 

Biz, geçmiÅŸi çabuk unutan bir toplumuz maalesef. Bugün genç okurları geçtim, genç ÅŸair ve yazarları bile ismini hatırlayamadıkları onlarca ÅŸair yazarımız var. Acaba bugün kaç genç öykücümüz Naci Girginsoy’u, Muzaffer HacıhasanoÄŸlu’nu anımsar? Kaç genç ÅŸairimiz Cahit Irgat’ı, Halim Åžefik’i, Ercüment Uçarı’yı anımsar?

Edebiyat Nöbeti, Ä°stanbul, Ankara ve Ä°zmir gibi Türkiye’nin üç büyük ÅŸehrinin dışında, Bafra’da soluk alan, ancak ülke geneline soluk veren bir edebiyat dergisi. Ve bu kimliÄŸiyle 2020 Nedret Gürcan Edebiyat Ödülü’ne deÄŸer görüldü. Bu konudaki duygularınızı bizimle paylaşır mısınız?

 

Tanımlanması zor bir sevinçti ödül haberini almak. Aynı sevinci oÄŸlumun doÄŸumunda da yaÅŸamıştım. Sanırım o anki durumumu baÅŸka tarife gerek yok. Salgın nedeniyle çok kötü günler yaÅŸasak da 2020’nin son aylarında çok sevindirici haberler aldı.


Kasım ayının ilk günlerinde dergimizin iyi ÅŸairlerinden Hatice Tarkan DoÄŸanay Hasibe Ayten Åžiir Ödülü’nün haberiyle mutluluÄŸu yaÅŸadı. Onun duygularına biz de ortak olduk. Aynı ayın sonunda Nedret Gürcan Edebiyat Ödülü ile sevincimiz katlandı.


Bu ödül bizim için çok önemli. Ödülün “taÅŸra” olarak tanımlanan Anadolu’da yayımlanan bir dergiye verilmesi çok önemli. Ödülün üç tane “ilk”i var:


Birincisi, “edebiyatın laboratuvarı” olan edebiyat dergilerine ilk kez “edebiyat ödülü” veriliyor. Ä°kincisi, 1954/1957 arasında Nedret Gürcan Afyon Dinar’ın ilk edebiyat dergisi “Åžairler Yaprağı”nı çıkarıyor. Üçüncüsü de, onun adına konulan ödülü Samsun Bafra’nın ilk edebiyat dergisi Edebiyat Nöbeti’ne veriliyor.
 

Nedret Gürcan Edebiyat ödülü’nün baÅŸka bir özelliÄŸi de bu ödüle Ä°stanbul, Ankara ve Ä°zmir gibi üç büyük kentin dergileri katılamıyor.
 

Yanıtlarınız için çok teÅŸekkür ederim. Son olarak, Edebiyat Nöbeti’nin gelecek yolculuÄŸu için yapmayı tasarladığınız, düÅŸlediÄŸiniz resmi bizle paylaÅŸabilir misiniz?
 

EÄŸer bu salgın yakamızdan biraz elini çekerse, Vedat Türkali’nin 102. yaşını doÄŸum günü olan 13 Mayıs’ta Samsun’da kutlamayı düÅŸünüyoruz. Türkali, kentimizin yetiÅŸtirdiÄŸi en önemli deÄŸerlerimizden biridir. Bu amaçla yurt dışında yaÅŸadığı yıllarda onun gönüllü sekreterliÄŸini yapan Mustafa kemal  Erdemol Mustafa Kemal Erdemol ve Türkiye’ye döndükten sonra yine gönüllü sekreterliÄŸini yapan Sabahat AltıparmakoÄŸlu Samsun’da konuÄŸumuz olacak. DüzenleyeceÄŸimiz panelde bize romanımızın usta kalemini anlatacaklar.
 

Benim dergi çatısı altında yapmak istediÄŸim en önemli ÅŸey bir kent kültürü ödülü oluÅŸturmak. Mademki bu dergi Samsun’da çıkıyor, burada kent kültürüne hizmet etmiÅŸ bir yazara “kent kültürü hizmet ödülü” verilmeli. Yine bu kentte yaÅŸayan bir ÅŸaire “ÅŸiire katkı ödülü” verilmeli. Ama bunu olması için kentin yerel yönetiminde, iÅŸ insanlarından sponsorluk düzeyinde bir katkı saÄŸlanmalıdır. Yoksa emekli maaşı, abone katkısıyla yayınlanan bir derginin bunları yapması çok zor.

 

Bana dergimi ve derdimi anlatma fırsatı verdiÄŸiniz için çok teÅŸekkür ediyorum.

CELAL

KARACA

thumbnail_85223583_2836977906557414_7422
bottom of page