François Coudray

eğrelti otlarında rüzgar, çılgın sokaklarında kentin
yürünür
sanki daha alçak bir göğün altında
çarpık ışığındaymış gibi köknar örtüsünün
betonun üstündeymiş gibi
iğne yapraklardan bir halının, humusun, yosunların, yakı ve yüksük otlarının
ve birkaç kayanın
kulelerin arasında yol alınıyor çocuk bu ezgide geziniyor bazen de kayıp çocuk
yürünür
kaçışsız, çılgın uğultusunda yatay kentin
denenir sözcükler
yırtmak
var olmayan duvarların
taşlarına karşı yumruğu
otların kesiğine açık avcu
yeniden bulmak tadını toprağın dilin, tırnakların altında sözcüklerin kanımın
geçit vermemek ayrılığa & le vent dans les fougères dans les rues de la ville folle
on marche comme sous un ciel plus bas dans la lumière torve du couvert des sapins
sur le beton tapis d’épines, humus, mousses, épilobes et digitales et quelques roches on chemine entre les tours l’enfant erre en ce chant parfois l’enfant perdu on marche dans le murmure fou de la ville, horizontale sans fuite
on essaye des mots
déchirerle poing contre les pierres
de murs qui n’existent pas
la paume ouverte à la coupure des herbes
retrouver le goût de la terre
sous la langue les ongles
des mots
mon sang
ne pas se laisser séparer