EV 1
Ne evleriniz var bende
ne şatolarınız
Yinelemiyorum hiçbir şeyi
yeniden söylerken bile cümlelerinizi kendim için, lakin içimde hiçbir şey bir daha öncesine dönmedi
kim söz edebilir bundan bu kadar?
Bırakmak gerekir herkesi, sizi taş duvarlarla kuşatmak
Ve tüm şehir ellerini daldırdı içime, yalnızca köklere inanarak bulmak için kendini
Dövmelediniz tüm iletilerimi, ben, eksiklerinizin vitrini
Fırçalarıyla şairler geldi sonra, yalan mağara resimleri, arzuları üzerime; doğanın onlara hala ne dikte edebileceğinin ayırdına varmak adına, küllerimin içinde yuvarlanan şairler
ah tanrım! egzotizm!
Çiğneyerek yürüdüm uzun bir tümceyi
oysa iki atım vardı yalnızca, kurdelelerim, bir giysim, bir de anıların vardı bende
Ve zaten çokça nesnesi vardı kentinizin, ve unutmak benim olsun istiyordunuz
Tükenmiş çınlamasını duyuyorum tüm sefertaslarımın
Tüm ezilmişleri, gürültüsüz
Ne ki yoktur arzunun kıkırdağı kemikle kas arasında
Nakillerinizin hiçbiri almayacak
Ama neden inanırsınız kalkan olmuş sözcüklerin öldürdüğüne beni?
Yerrrrrryüzünün yüzüne yüzüne anlattıklarım,
Ağlamaklı ellerimde onlarca sözcük, ama sözcüksüz haddinden fazla aralığı beni sonsuza kadar gelgitte bırakanın, susuz deniz kabuğu, duymak gürültüsünü denizin, kulak kabartmak boş deniz kabuğuna,
Bir topak aşk, kendini parçalayan suretsiz bir ses, hitap ederlerdi bana, bir surete gerek bile duymadan. Lakin sesini benden uzak tutmak neden?
&
MAISON 1
J n’ai pas vos maisons,
ni vos châteaux,
J ne répete rien,
même quand j redis vos phrases pour moi, mais rien en moi n’est redevenu ce qui était,
qui peut en dire autant ?
On devrait abandonner tout le monde, vous flanquer de murs de pierres
Et toute la ville a plongé les mains en moi pour se retrouver, ne croyant qu’en les racines,
Vous m’avez tatoué tous les messages, suis devenu la vitrine de vos manques
Puis sont venus les poètes badigeonnant, faussement rupestres, leurs envies sur moi ; se roulant dans mes cendres pour apercevoir ce que la nature pourrait encore leur dicter,
bon dieu, l’exotisme !
ai marché en mastiquant une longue phrase,
mais n’avais que deux chevaux et des rubans, un habit, leur souvenir
et déjà votre ville avait trop d’objets et déjà vous vouliez les oublier à moi
entends tinter l’éteint de toutes mes gamelles vides,
tout ce qui s’est cabossé sans le bruit
Mais entre l’os et le muscle il n’y a pas le cartilage du désir,
Aucune de vos greffes ne prendra
Mais pourquoi croyez-vous que vos mots boucliers m’ont tué ?
ceux que ai récités face contre terrrrrr,
une dizaine de mots dans mes mains en pleurs, mais la
béance sans mots de celui qui
se retirait me laissant éternellement a marée basse, coquillage sans eaux, entendre le bruit de la mer, faire oreille pour ma coquille vide
Motte d’amour, une voix sans visage qui s’est arrachée, on s’adressait à moi, même pas besoin de visage. Mais pourquoi m’avoir ôté sa voix ?